Fitness programı tasarlarken ana hatlar üzerine…

Kişiye özel program tasarlarken, kişinin bilgilerini toplayıp sağlık değerlendirmesini ve diğer şeyleri yaptıktan sonra program tasarlama aşamasına geçilir. İlk olarak, beklendiği gibi, kişinin hedefine uygun bir program tasarlamak gerekiyor ama içeriği belirlemek için henüz erken. Kişinin seviyesinin bilinmesi gerekli, başlangıç seviyesinde mi, orta mı, ileri düzeyde mi, sporcu mu, elit sporcu mu? Tabii sporcular için ayrıca koordinasyon, hız gibi ek testleri de yapmak gerekiyor ki, burası bizi ilgilendirmiyor. Bundan sonra antrenmanı fazlara bölerek ihtiyaca göre kademelendirilmiş ve büyük oranda netleştirilmiş bir yol haritamız oluyor. Örneğin ilk ay yüksek tekrar ve düşük şiddetli, az setli bir kuvvet antrenmanı üçüncü aya gelindiğinde düşük tekrar, yüksek şiddet mi olacak, gibi sorular bu aşamada yanıtlanmalı. Yani, bir kişinin ilk ay programını belirlediğinizde sonraki ayların ana hattı da cebinizde olmalı. Bu süreçte temel egzersiz noktalarını da kişiye aktarmalısınız; nefes kontrolünün nasıl yapılacağı, antrenman zamanlaması, güvenlik tedbirleri, ısınma, soğuma, vs… Tabii bu noktada uzaktan danışmanlıkta iletişimin önemi önce çıkıyor ve hangi soruları sormanın önemli olduğunu bilmek gerekiyor. Birebirde kolayca tespit edebileceğiniz pek çok uygulama hatasının hiçbirini kontrol edemediniz çünkü. Bunun için zaman zaman oldukça detaylı bilgi talep edebilirsiniz. Tüm süreç boyunca kişinin kendine yetecek temel egzersiz bilgisi edinmek için de düzenli bir bilgi aktarımı gerekir. Bunlar anatomik, fizyolojik, beslenmeye dair, ilkyardıma dair diye uzayıp giden bir liste oluşturabilir. Kişi neyi, neden, nasıl yapacağını ve sonuçlarını anladıkça, bir süre sonra hayatının geri kalanında kendine gerekecek bilgileri de edinmiş olacak ve temel konularda sizin veya bir başkasının desteğine muhtaç kalmayacaktır. Yani, balıkla birlikte balık tutmayı öğretmek de programınızın bir parçası olmak durumunda. Elbette kişinin özel popülasyon gruplarından birinde olması ya da belirli sağlık sorunlarına sahip olması da bunların gerektirdiği temel bilgilendirme ve program modifikasyonlarını da yapmanızı gerektiriyor. Genel olarak, emniyet-zorlama arasındaki gelişim aralığında yönetilen bir programın sonuç vermesi daha kolay olur ancak imlecin hangi yöne daha çok kayacağı kişiden kişiye değişir. Sporcularla çalışılmadıkça, çoğu zaman bu süreçte öngörülemeyen ancak olasılık dâhilinde olan tipik sorunlar ortaya çıkar. Bu sebeple bunlara karşı hazır olmak ve süreci yakından takip edip yönetmek esas noktadır. Kısa süreli bir süreçse, sonlandığında kişi ufak bir teste alınarak edinmesi gereken bilgileri edinip edinmediği kontrol edilmeli, sürecin sonunda gerek fiziki gerekse bilgi anlamında hedeflere varılıp varılmadığı görülmeli. Hedefine varan ya da artık belirli bir rutinle varabilecek olanlar da deyim yerindeyse ellerine bir yol haritası verilerek mezun edilmeli ve süreç başarıyla kapatılmış olarak arşivinizdeki yerini almalı.

“Sessiz Katil” hipertansiyon bir danışanımda daha karşıma çıktı, ona papuç bırakacak değiliz…

hiper-tansiyon
Birkaç gün sonra çalışmaya başlayacağımız danışanlarımdan biri olan G. Hanım’ın değerlendirmesinde dipertansiyon hastası olduğunu ve kullandığı ilacı öğrendim. Kendisiyle bugün veya yarın detaylı görüşüp programımızda durumuna özel ne tür farklılıklar olacağını anlattıktan sonra, kendisine göndereceğim programı ilk fırsatta hekimine de sunmasını isteyeceğim. Ancak bu vesileyle sizlere de yüksek tansiyon (hipertansiyon) hakkında birkaç şey söylemek istedim, belki işine yarayanlar olur. Öncelikle söylemeli ki, kendini sağlıklı sanan kişiler de hipertansiyon hastası olabilir, çünkü esansiyel hipertansiyon hastalığının esas sebepleri tam bilinmese de çok yaygındır ve de oldukça sinsi seyreder. Baş ağrısı, burun kanaması, kulak çınlaması, baş dönmesi, bulanık görme, ayaklarda şişme gibi işaretler hipertansiyondan kaynaklanabilir, bunlar varsa dikkat. En kısa sürede bir uzman kalp hekimine muayene olmalısınız. Hipertansiyon kalp krizine bağlı ani ölümlerin yanı sıra felç, böbrek hasarı, görme kaybı gibi pek çok ciddi riske sahiptir. Yaşla birlikte hastalığa yakalanma riski artar, ayrıca sigara içmek, yüksek kan şekerine sahip olmak, fazla kilolu olmak ve erkek olmak gibi durumlar riski artırır, ve tabii sigara içmek! Hipertansiyon hastası ya da şüphesi olan kişiler spordan kaçmamalı, aksine spor yapmalıdır ayrıca. Fakat çok zorlayıcı egzersizlerden kaçınmaları gerekir. Ayrıca kullandıkları ilaçlara bağlı olarak su tüketimleri arttığından, su da kendileri için özellikle önemli olduğundan, susuz kalmamaya dikkat etmelidirler. Spor yapıyorlarsa mutlaka hekimlerini bu hususta bilgilendirmelidirler… Aklıma gelenler bunlar. Sizlere tavsiyem, Amor Fati, yani yazgınızı sevin demekten fazlası olamaz. Hastalık da sağlık da bize ait, insan olmanın kaçınılmaz bir yan etkisi. Hayata küsmeye gerek yok, ölene kadar yaşamaya, ama güzel ve neşeyle yaşamaya devam! 🙂

Birebir derslere neden daha başlamadım ve bizdeki personal trainer’lar nasıl yolunuyor?

Evet, artık danışmanlığa ağırlık verdiğim Basra’daki kuşların, Sibirya’daki kurtların bile malumu. Fakat birebir ders almak isteyenleri geri çevirmek durumunda kalıyorum. Bunun sebebini buradan bir kere açıklayacağım. Öncelikle, birebir derslerde ölçüm ve değerlendirmede kullanacağım tam 16 farklı cihaz-ekipman var. Vereceğim kalitede hizmet, hiç şüpheniz olmasın ki Türkiye’de, spor ölçüm merkezleri dâhil yok, Batı ülkelerinde bile zor bulursunuz sanıyorum (belki oralarda da bulamazsınız, tabii aylık 6000 dolar bayılıp Michael Yessis’den falan almazsanız). Fakat bende fiyatları 25 TL ile 2500 TL arasında değişen bu malzemelerden henüz sadece 7 tanesi var, üstelik lüks modelleri de tercih etmediğim hâlde… Geri kalan 9 tanesi için, ki bazısı yurtdışından getirilmek durumunda, yatırım yapmam gerekiyor ve henüz yapmadım. Bu yılın ilk yarısında halletmeyi umuyorum, ondan sonra İstanbul içindekilere birebir danışmanlık verebilirim.

Diğer nokta ise, üç kuruşluk “postural analysis grid chart” dediğimiz postür ölçüm kâğıdını kullanmanın 3-5 saatlik kursları bile güzel ülkemde 200 ila 500 TL arasında fiyatlarla garibim BESYO mezunlarına ya da personal trainer’lık yapmak isteyen diğer meslek erbabına dayatılmış vaziyette. Buradan hareketle söyleyebilirim ki, ben zaten çoğunun eğitimini aldığım cihazlarımın kullanımının kursunu versem, ortalama 300’den 10 kurs dersen al sana kişi başı 3 bin TL söğüşleme yöntemi, oh, ne güzel değil mi?.. Değil tabii, hoş değil, güzel değil. Ben bunun yerine ileride temel 5-6 cihazın kullanımını anlatacağım, 20-25 saatlik bir paket kursu 500-700’e falan vermeyi daha düzgün buluyorum. Yazık günah, zaten ülke ekonomisi bahane edilerek bu arkadaşlar komik maaşlarla çalıştırılmak isteniyor, bir de kurs murs diye diye 3 saatlik sıradan eğitimleri yüzlerce liraya dayamanın insaflı bir yanı yok. Neyse.

Sonuçta, birebir ders almak isteyenlere çok teşekkürler ama sıradan bir birebir danışmanlık hizmeti vermeyeceğimi bilenleri hayal kırıklığına uğratacak değilim. Ekipmanımı tamamlayıp birkaçı için de eğitim aldıktan sonra birebir derslere başlayacağım. O zamana kadar, idare edin 🙂

Not: Bunları ifade etmemden rahatsız olanlar olabilir, eğer buradalarsa kendilerine müshil öneririm. Bunun dışında bu sektördeki pek çok insanın daha iyiye gitmek için bizzat çalıştığına, götürmek uğruna bir taş da olsa koyana da destek olduğunu biliyorum. Hepsini selamlıyorum. Kendi adıma, aslında çok az şey bildiğinin farkında olup öğrenmeye devam eden biriyim, ama uğraştığım bu işi, eğer ölmezsem, dünyadaki en üst seviyeye taşıyıp olabilecek en iyi şekilde yapmak isteyen biriyim. Bu da birilerini rahatsız etmiş. Sözüm onlara: Sen goygoy yaparken, ben yeni kitaplar okuyorum. Sen TV karşısında keyif çatarken ben hiç de mecbur olmadığım hâlde kendime oluşturduğum dersleri çalışıyorum. Sen “En iyi benim!” zannıyla kasılırken ben bu işi daha iyi yapabilmek için gözümün nurunu, saatlerimi, günlerimi harcıyorum. Tüm bunlara rağmen beni çekemiyorsan anten tak arkadaşım, ne diyeyim yani.

Basit bir şeyi anlayıp öyle kabullenmek yerine öküz altında buzağı aramaya ve hayal kurmaya gerek yok. Basit olan şey şu: Ben iddialı biriyim, her ne yaptımsa iddialı oldum ve iddialı olduğum her şeyde de er veya geç hedefime ulaşıp başarılı oldum. Bu işte de iddialıyım ve herhangi bir sebepten bu seni rahatsız ediyorsa, daha çoook rahatsız olacağını garanti ediyorum. Ölüm, felç, savaş, doğal afet gibi mucbir sebepler haricinde de bu iddiaya sahip olup çalışmaya devam edeceğim. Hayır beni anlamadığım, iddialı olan benim, buna rağmen ben karşılaştığım her deneyimli isimden ne öğrenebilirim diye saygıyla bakarken sen hep kısa yollar arayarak ömür tüketen bir çapsız olarak hiç mi utanmıyorsun benimle ilgili ileri geri konuşmaya? Benim, bana ve yapmaya çalıştığım şeye saygısı olan herkese sonsuz saygım var, saygısızlara da ayıracak, burada isimlerini verip reklamlarını yapacak vaktim yok. Ayıp ama, o kadar diyorum. Ek olarak, elle tutulur ve objektif bir eleştirin olsa, ben zoruma da gitse sana teşekkür eder, hatam için de açıkça beni takip edenlerden özür dileyip mağduriyet yaratmışsam telafisi yoluna giderdim. E o da yok! Ne var? İnsanların arkasından asılsız dedikodular üretmek ve zanna dayalı karalamalar yapmak var. Welcome to Türkiye yani, yeni bir şey değil!

Dolmuşum ama ben de 🙂 Selamla…

Online personal trainer – Türkiye

Artık bir genel yayın yönetmeni olmadığım için, eskiden ek işim olan ve hatta kitap yazarken falan gözden çıkarabildiğim online personal training (uzaktan kişisel antrenman) yahut benim deyişimle uzaktan fitness danışmanlığı servisim, öncelikli bir noktaya geldi.

Bu noktada, kişilerin çevrimiçi araçlar vasıtasıyla aldıkları bu hizmet hakkında yeterli bilgiye sahip olup olmadıklarından emin olmadığımı söylemem gerekiyor. Özellikle, “en iyi personal trainer olmak isteyenlere 35 tavsiye” yazımı yazdıktan sonra, bu hizmeti veren kişi sayısı arttı (bu yazımı okumak isteyenler burayı tıklasın: http://www.bodytr.com/2014/01/daha-iyi-bir-personal-trainer-olmaniz-icin-35-oneri.html ). Ancak, verilen hizmetlerin içeriğinden haberim yok, bu sebepten online hizmet almak isteyenlerin bilmesi gerekenler var. Birazdan yazacaklarım, hizmet alacaklar kadar, hizmet verecek olan personal trainer’lara da yardımcı olabilir.

İlk olarak, hizmet alacaklar için birebir çalışmayla uzaktan çalışmanın temel avantaj-dezavantajlarını sıralamak yerinde olur:

Avantajlar

Uzman bilgisine erişim. Satın almış olduğunuz bu hizmet sayesinde, uzman bilgisine doğrudan ve de sizin sorunlarınıza yanıt olacak şekilde ulaşabiliyorsunuz. Bu, önemli bir avantaj. Çünkü piyasada birikimi yüksek olan eğitmenler azınlıkta. Fakat bu noktada, “bilgi birikimi” ve bunu hizmet verilen kişiye çözüm üretebilecek şekilde “uzmanca doğru yorumlayabilme” yeteneği önemli. Ne yazık ki kendisi çok güzel vücut yapmış ve aslında eğitmenden çok birer sporcu, fitness modeli sayılabilecek olan bazı isimlerin bu potansiyellerinin olmadığını söylemeliyim. Zaman zaman internette karşıma çıkan çeşitli paylaşımlarda bu “uzman online personal trainer’ların” açıkça yanlış bilgiler verdiğine de tanıklık ettim. Bu sebeple karşınızdaki kişinin iyi bir vücuda sahip olduğu kadar uzman bir eğitmen olup olmadığını tespit etmeniz önemli.

Daha hesaplı olması. Evet, birebir eğitimler, uzaktan aylık danışmanlığa göre çok daha pahalıdır. Piyasada fitness-pilates sektöründe birebir dersin saat ücreti 40 ila 150 TL arasındadır. Online personal trainer’lık ücretleri ise aylık 35 ila 350 TL arasındadır. Kendim için örnek vermem gerekirse şu an online aylık 300 liraya karşılık birebirde ders saati başına 75 TL gibi bir tarifeye sahibim. Geçmişte istediğim 300 lira, bu piyasadaki en yüksek online ücretti. Bugün ise 350 ve hatta 400 TL fiyatları bile gördüm ancak bu bedeli talep edenlerin hizmeti hakkında detaylı bilgim yok. Ben 250 ile yola çıkmıştım ancak çalışmama bağlı olarak 300’e yükseltmek durumunda kalmıştım.

Zamandan ve mekândan bağımsızlık. Eğitmen için de, hizmeti alan kişi için de alacağı destek zaman, mekân ve birçok başka şarttan bağımsızdır. Öyle ki, tatile bile gittiğinizde buna uygun tavsiyeleri vermek durumundayımdır. Elbette bunun sebebi, sürecin sonucunun beni de doğrudan ilgilendirmesi. Ek olarak, ev veya spor salonunda çalışmanız da mümkündür.

Eğitim yönünün olması. Birazdan anlatacağım gibi, ister birebir ister uzaktan olsun, her personal trainer danışanının sağlıklı yaşam eğitiminden (hiç olmazsa spor ve sporcu beslenmesi yönünden) birinci dereceden sorumludur. Bu, ayrı bir ücret gerektirmesi söz konusu bile edilemeyecek değişmez bir görevdir. Yola çıktığınız kişinin temel bilgileri 1’se ya da 4’se onu 5’e taşımakla yükümlüsünüz. Yanlış bilgileri varsa bunları tespit edip düzeltmeli ve düzeldiğine dair onay almalısınız.

Dezavantajları

Hareketleri doğru veya yanlış yaptığınızın bilinmemesi. Önemli bir konudur ve görece olarak genel uzmanlığı yetersiz bile olsa hemen her eğitmenin hareket bilgisi sizden çok daha iyidir. Dolayısıyla, uzaktan eğitim alırken hareketleri uygularken yaptığınız hataların tespit edilip defalarca yapılacak tekrarlarla düzeltilmesi şansı, genelde hiç, yoktur.

Motivasyon (yahut baskı) eksikliği. Yaşanabilecek temel sorunlardan biri de budur. Birebir ders alanlarda bir dahaki ders saatine giderken, bir önceki derste kendine verilen ödevleri gerçekleştirip gerçekleştirememenin gururu ya da suçluluğu olur. Eğitmenle birebir diyalog kurmayınca bu baskı ya da motivasyon ortamı ortadan kaybolur. Online personal trainer’lara tavsiyem, motivasyon sorunu olan danışanlarını sanal bir kafakola almalarıdır. Son çare olarak başvurmanız gereken yöntem bu olmalıdır, öğrencilerinizden vazgeçmemeniz çok önemlidir. Bunun maddiyatla bir alakası yoktur, bunun, bir insanın hayallerinden vazgeçip vazgeçmemesiyle alakası vardır ve bizim işimizin manevi boyutu doğrudan bununla ilgilidir.

Programın zorluk derecesinin tayininin zor olması. Bir antrenman ve beslenme programının kişiye olabildiğince uygun olarak hazırlanması genelde kâğıt üstünde teorik gerçekleşir. Hata payı buna rağmen salonda gelişigüzel verilen bir programdan daha düşüktür. Yine de çalıştırdığımız kişinin limitlerini ne kadar zorladığımızı ya da ötesine geçip aşırı antrenmana düşürüp düşürmediğimizi ölçümlememiz kesin olarak mümkündür diyemeyiz. Birebir çalıştırdığımızda vücudun yanıtlarını hem antrenmanda hem de antrenman dışında gözlemle çıkarabiliriz. Bu sebeple benim tavsiyem online trainer’lıkda ek sorularla bu durumun peşine ayrıca düşülmesidir.

Online personal trainer’ın başlıca görevleri

Her biri kendi içinde alt dallara ve detaylı açıklamalara sahipse de, online olsun ya da olmasın bir personal trainer’ın yapması gerekenlerden başlıcaları şunlardır:

1) Konsültasyon ve değerlendirme (özellikle sağlık değerlendirmesi online’da ayrıca önemli)
2) Fitness durum tespiti
3) Kişiye özel program tasarlama
4) Doğru egzersiz yönetimi (fizyolojik, anatomik, biyomekaniksel, güvenli, bilgilendirme, motive etme, takip ve gelişim ölçme)
5) Beslenme eğitimi
6) Egzersiz fizyolojisi ve anatomisi eğitimi

Bu süreçte, eğitimlerle ilgili kısım belirlenmiş ders saatlerinde olabileceği gibi, akışına bırakılmış şekilde parça parça ve yeri geldikçe de olabilir ancak bilgilerinizi, en azından onun ihtiyaç duyacağı kadar, danışanınıza vermelisiniz. Bu, sizin lütfunuz değil, sorumluluğunuzdur.

Eğitmen arkadaşlar, “bilmiyorum” demenin gücüne inanın

Her şeyi bilmeniz mümkündür değildir. Elbette, siz bir uzmansınız, bilmeniz gereken çok şey var ve bu konularda yetkin olmak zorundasınız. Ancak, her konunun her detayını falan bilemezsiniz. Bilmiyorsanız, bilmiyorum deyin. Bunun karşı tarafta ne tür bir etki yarattığını şahsen ben hiç umursamam, benim yalan söylememem çok daha önemlidir.

Personal trainer’lık, özellikle online yapılıyorsa mutlak ve ihanet edilmemesi gereken bir güven üzerine tesis edilmelidir. Sürecin verimli geçmesi için de bu çok önemlidir. Danışanınız sizden, siz de danışanınızdan süreci ilgilendirecek bir şeyi gizlememelisiniz. Elbette, danışan gizliliği de esastır, hasta-doktor mahremiyeti aynen geçerlidir.

Bir online personal trainer’ın değerlendirilebileceği kriterler ise şu şekilde ifade edilir ve danışanlar da danıştıkları özel eğitmene bunlar üzerinden puanlar verir:

Vadedilen zamanda görev yapma:
Hijyen (online’da bu kriter eksik de olsa tavsiyeler üzerinden ölçülebilir):
Dürüstlük:
Güvenilirlik:
Sabır:
Çekicilik (meslekte bir detay olan bu husus ne yazık ki diğer önemli kriterlerin önüne geçebiliyor):
İdare:
Arkadaş canlısı olma:
İçtenlik:
Disiplin:
Tahammül:
Hırs:
Motivasyon:
İş etiği:
Profesyonel giyim (online PT’de yok):
Profesyonel dil:
Profesyonel davranışlar:
Profesyonel karakter:
Önyargılı olma:
Tutum ve yaklaşım:
Adil olması:
Olgunluk:
Saygınlık:
İşbirliği yeteneği:
Sempatiklik:
Ölçülü olma:
Sır tutma:
Düzen:
Kararlılık:
Komut ve idare:
Hastalık bilgisi:
Hareket bilgisi:
Beslenme bilgisi:
İleri yaşla çalışma:

İşte, olay ana hatlarıyla böyle bir şey. Dolayısıyla biriyle çalışmaya başlamak bile aslında günler alan bir dizi çalışmayı gerektirebiliyor.